• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Duyurular

Sayın Üyelerimiz derneğimize katkılarınızı bekliyoruz.

Aidat ve bağışlarınızı Akbank T.A.Ş Çatalca Şubesi, Şube Kodu:211, Hesap No:79253 nolu hesaba yatırabilirsiniz.


Dosya indirme bölümünden "Dernek üyelik formu"nu doldurup Temsilciliklerimize elden teslim edebilirsiniz


İstanbul Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 0   0
EURO 0   0
       
Özlü Sözler
Bir insana yapılacak en büyük kötülük, ona umut verip sonra hiçbir şey olmamış gibi gitmektir. Friends
YAZARLARIMIZ


  SON EKLENEN MAKALE
Mübadele

Selanik’ten,  Seyr-i Sefain’e* ait bir gemi kalkıyordu. Limanda günlerce bekleyen insanlar gemilere bindirildiler ve bir daha dönmemek üzere, yaşadıkları toprakları, aşklarını, gençliklerini, hatıralarını, bağlarını bahçelerini, evlerini, türkülerini, komşularını arkalarında bırakarak, yaşadıkları topraklara veda ettiler. Lozan barış Antlaşması gereğince 1923 yılında, Anadolu’dan Yunanistan’a, Yunanistan’dan Anadolu’ya göç etmek zorunda bırakılan 100 binlerce ailenin dramıydı mübadele…  Kıstas, ırk ve dil değil sadece din esasına dayalıydı. *** Limanda, çoluk-çocuk onları Türkiye’ye götürecek gemileri bekliyorlardı. Evlerine dönmek isteseler de artık onların gidebilecek bir evleri yoktu. Gemiye binemeyenler, kurulan çadırlarda bir sonra gelecek gemiyi bekliyordu. Günlerce sürecek yolculukta, soğukla, açlıkla, hastalıklarla boğuşuyorlardı. Ölenler ise büyük acılarla, karanlık sulara bırakılıyordu. Anadolu’dan Yunanistan’a, Yunanistan’dan Anadolu’ya göç etmek zorunda bırakılan 100 binlerce ailenin dramıydı mübadele… *** Yaşar Kemal bir eserinde der ki; “İnsanın doğup büyüdüğü yer başka. İnsanın yüreğini koparıp atmışlar gibi oluyor.”  Yaşlı gözlerle, yürekleri yerinden koparak yaşadıkları yerden ayrılmak zorunda bırakılan insanların dramıydı mübadele… Drama, Girit, Kavala, Selanik, Vodina ve Yanya’dan Türkiye’ye gelen mübadiller, Trakya ve Batı Anadolu’dan Rum azınlığın ayrılışı ile boşalan yerlere yerleştirildi.Yunanistan’dan gelen Müslümanların çoğu, Türkçe bilmiyordu, buradan giden Rum Ortadokslar ise Rumca’yı…  Çok uzun sürecek bir yolculuk içinde, hem terk etmek zorunda bırakıldıkları evlerini özleyecek, gözleri arkada kalacak, hem de bu meşakkatli yolculukta, onlarca yüzlerce kayıp vereceklerdi. Lozan’da Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan, Türk-Rum Nüfus Mübadele anlaşması gereğince, Kurtuluş savaşı sonrası binlerce insan zorunlu olarak Türkiye’den Yunanistan’a, Yunanistan’dan Türkiye’ye zorunlu göçe zorlandı.   *** Büyükçekmece’de bulunan Büyük Mübadele Derneği’nin düzenlemiş olduğu, Sabit Semiz’in rehberliğinde yaptığım bu yolculukta, tanık olduğum mübadillerin heyecanı ve özlemi, oraya mübadele kapsamında gitmiş Rum halkının sevinçle bizi karşılaması beni bu yazıyı yazmaya itti.  Buram buram tarih ve anı içinde, burada yaşanmış bir çok hatıraya tanıklık etmek farklı bir duyguydu. Sadece gurupta bulunan Türk mübadillerin değil,  halen Yunanistan’da yaşayan, annesi babası Türkiye’den göçe zorlanmış,  Rum ailelerin çocuklarının heyecan ve misafirperverlikleri ile karşılanmakta öyle…  Yolculuktan anılar Otobüs yavaş yavaş Labanova köyüne girerken, yolcular arasında bulunan Türkan Öney anneannesinin evini anlatıyordu;  “Anneannem anlatırdı hep, evden baktığında karşıdan epey uzakta bir göl görünürmüş. Ev tek katlı, güzel bir bahçesi varmış…” demeye kalmadı, karşıda kastoria gölü göründü. Sokaktaki mavi boyalı ev ile birlikte… Bir anda, geçirdiği şaşkınlık ve heyecan, hepimizi hüzne boğdu. Otobüs durdu, indi ve eve doğru yürüdü. Evde hiçbir değişiklik yoktu, aynen eski hali ile duruyordu. Evin şu anki sahipleri, sanki yıllardır görmedikleri komşularını karşılar gibiydi. Biz de bu inanılmaz güzellikteki duygusal buluşmaya şahitlik ediyorduk. Uzaktan güneşin ışıklarının parlattığı, anneannenin zorunlu olarak bırakıp gittiği, hasretini çekip bir anda hatıralardan gerçeğe dönüşmüş göl ile birlikte… *** Gezide bulunanlardan biri de 83 yaşında Saffet Tarhan’dı. Hayali, babasının yaşadığı yerleri görmek ve oradan toprak alıp babasının mezarına götürmekti. Onun, köyü olan Vrungişta’ya varana kadar, heyecanla ve sabırsızca yolculuğuna bire bir tanık oldum. Otobüste köye giderken uyumadı, her geçtiği yolu, köyü izledi. Kim bilir neler geçiyordu aklından? Saffet amca’nın, babasının yaşadığı sokakta insanlarla konuşup fotoğraf çektirmesini, babasının anlattığı çeşmeden su dolduruşunu ve heyecanını kelimelerle anlatmam pek mümkün değil. *** Ziyaret ettiğimiz mübadil köylerinde, anlaşma gereğince hiç Müslüman kalmamış. Camiler kiliseye çevrilmiş. Ancak, yaşayanların büyük bir çoğunluğu Türkçe konuşabiliyorlardı ve bizi sevgiyle ağırladılar. Mahallelerde misafirperverlik gösterip, evlerinden çıkardıkları ikramlarla mucizevi buluşmalara tanıklık ettik. *** *Seyr-i  Sefain; Deniz yolları, gemi işletmeciliği, deniz taşımacılığı Not; Mübadele fotoğrafları, Selanik’te Atatürk’ün evinde çekilmiştir. Yunanistan gezisi sadece bu kadar değil, daha yazacak çok şey var. Başka bir gezi yazısında size komşudan anlatacağım çok şey var. Şimdilik, sevgiyle kalınBu köşe yazısı 10 Mayıs 2016, 21:12 tarihinde ve saatinde eklenmiştir.

İçerik alınan site: Gazetem İstanbul & gazetemistanbul.com ==>https://www.gazetemistanbul.com/mubadele-makale,2348.html

Gazetem İstanbul



Sevim Güney

Okunma Sayısı: 1321
Başkan'ın Mesajı

Unutmamak bazen mutluluktur, her başka bir umutla aydınlanır gökyüzü...  Evimizin odalarından birinde duvarda asılı duran bir tesbih, aklımda bir fotoğraf karesidir. Ziyaret ettiğimiz akraba, komşu evlerinde böyle eski eşyalar oluşu da... Bir duvar halısı, bir gaz lambası, siyah-beyaz fotoğraflar , bir çeyiz sandığı, ya da kanaviçe işlemeli bir mutfak perdesi... Perdeyi süsleyecek motifleri aşkla seçerken o zamanın genç kızları, bir gün olup oradaki karanfillerin, güllerin çok eskide kalmış, gönderilmek zorunda bırakıldıkları mahallelerinden çiçek kokusu getirebileceğine inanırmıydı? Çok uzaklarda, gençliklerinde kalmış türkülerden neşeli bir ezginin gözlerini buğulandırabileceğini..?     ***  İnsan büyüdükçe okur o eşyaların ruhunu. Masa başında toplanan ev halkının,”bizim memleketin çorbası”,”bizim oraların böreği”diye sevinçle kaşık çalarken tabağa, kalplerinden, beyinlerinden hangi hatıraların geçtiğini biliriz.  Ninelerimizin hala sakladığı çeyiz sandıklarından çıkan anıları... Gürül gürül yanan, alevleri duvarlarda dans eden soba ateşinin sıcağında, hasret dolu kucaklarda dinlerdik Selanik’ten, Nasliç’ten, Doyran’dan çıkıp gelen büyüklerimizin hikayelerini. Masallarımız”göç”tü bizim...     *** O duvarda asılı tesbih taneleri, her biri biryerlere dağılmış mübadiller gibiydiler. O taneleri hem Yunanistan’da, hem de Türkiye toplakları üzerinde buluşturmak için çıktık bu yola. Böreklerimizi, çorbalarımızı, memleket yemeklerimizin tadını kaybetmeyelim istedik. Zira; O yemeklerin tadında hepimizin çocukluğu, çocukluğumuzun kokusu var.  Sınırların arkasında kalan türkülerimizi, danslarımızı, ağıtlarımızı unutmayalım/ unutturmayalım istedik.     *** Hayatı boyunca yaşadığı yerleri, birgün yeniden görmek umudu ile yaşayan iki yaka insanlarını bulmak ve buluşturmak istedik. 2014 yılında, Büyük Mübadele Derneği”adı altında bu amaçlarla çıktığımız yolda; Gözlerini“bir gün yaşadığım yerlere yeniden gideceğim”umuduyla kapatanların mezar yerlerine bir avuç toprağın götürülmesini gördükçe, kültürleri unutturmamak adına yaptığımız çalışmalarla, günden güne çoğalan üyelerimizle, doğru yolda olduğumuza yürekten inanıp, çalışmaya devam ediyoruz. Unutmamak bazen mutluluktur... Saygı ve sevgilerimle.....

Aidat Borcu Sorgulama
Köşe Yazıları
FATMA ARIKAN

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Özlem Vardar

HAKAN ETEKE

HAKAN ETEKE

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Sevim Güney

Oktay Güldüren

Hulusi Üstün

Aycan Yılmaz

Filiz Özsoy

İskender Özsoy

Son Ziyaretçi Yorumları
Günlük Gazeteler

 

© Copyright 2020  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top