Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
NASIL da heyecanlıydılar.
Günler geçmek bilmedi.
Hele son iki gün.
Gelmedi bir türlü hareket saati.
“Şuracık”taki uzak memlekete gidilecekti.
Heyecan o yüzdendi.
“Şuracık” dedikleri analarının, babalarının, dedelerinin, ninelerinin doğduğu topraklardı, “memleket”ti..
O topraklar, Yunanistan’la 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan nüfus mübadelesi sözleşmesiyle terk edilen topraklardı.
O topraklar ata mirası topraklardı.
O topraklar Selanik, Kavala, Drama, Kozani, Grebene, Demirhisar, Kayalar ve Serez’di.
“Şuracık” dedikleri memleket hem uzaktı, hem de yakın.
Atalarının memleketlerine özlemi yıllarca “şuracık”ta, yani kalplerinde gizlediler. O yüzden memleket çok yakındı.
Bir de sık sık sağ ellerinin işaret parmaklarıyla “Aha şuracıkta.” diye gösterdikleri memleket toprakları vardı ki, orası biraz uzaktı.
Ama bir gün geldi, yürekteki ve uzaktaki memleket bir oluverdi.
Bir baktılar memleketlerinin topraklarındaydılar.
Lozan Mübadilleri Vakfı’nın (LMV) 17-21 Mayıs 2017 tarihleri arasında ata topraklarına düzenlediği özlem yolculuğuna katılanlar büyük kavuşmalara tanık oldu.
O kavuşmalarda Yunanistan’ı terk etmek zorunda kalanların çocukları ata topraklarına ayak basmanın, onların yaşadığı mekânları bulmanın sevincini yaşarlarken; Anadolu’dan kaçan Ortodoks Rumların memleket özlemlerine, Türkiye özlemlerine de tanık oldular.
AĞIRLAMAK İÇİN YARIŞTILAR
Sınır kapıları geçildikten sonra ilk mola Gümülcine’de verildi. Çukurkahve’de sıcacık demli çaylar içilip Kavala’nın Baraklı (Stenopos), Nedirli ( Disvato), Karacaova (Elafochorio) ve Uzunkuyu (Makrichori) köyleri gezildi.
Ata topraklarında ilk gün mübadelenin Yunanistan’daki başkenti Selanik’te Atatürk Evi’ni ziyaretle sona erdi.
Yolculuğun ikinci günü önce “Ver elini Aksaklı.” dedik.
Kozani’ye bağlı Aksaklı (Lefkara), yolculuğa yedi kişiyle katılan Zeray/Ünal ailelerinin köyüydü.
Bugün Amasya ve Samsun’dan gelen Rum mübadillerin çocuk ve torunlarının yaşadığı köy 1985 yılındaki depremde yıkıldığı için geçmişin izleri de yok olmuş.
O nedenle Zeray/Ünal aileleri, köyde kendi geçmişlerine dair pek iz bulamadılar ama atalarının doğduğu topraklara ayak basmış olmanın hüzün ve sevinci gözlerinden okuyordu.
Ailenin bu sevincine köyde yaşayanlar da ortak oldu ve bizleri ağırlamak için yarıştılar.
Bizi ısrarlara evlerine davet eden bir aileye konuk olduk ve evin çiçeklerle donatılmış bahçesinde soluklandık.
BİZİ BEKLEYEN SÜRPRİZ
Lefkara’dan sonra Kozani’nin Linga (Milochori), Palyor (Foufas) ve Grebene’nin Dovran (Elatos) köylerini ziyaretin ardından Kayalar’da konakladık.
Yolculuğumuzun üçüncü günü bizi büyük bir sürprizin beklediğinden habersiz önce Kayalar’ın Çalcılar (Filotas) köyüne, ardından Gazi Evranos Bey’in kurduğu Yenice-i Vardar (Giannitsa) kentine uğradık.
LMV’nin Gazi Evranos Bey’in restore edildikten sonra sergi salonu olarak kullanılan türbesinde açtığı Hasretin İki Yakası/ Mübadil Aile Öyküleri tematik sergisi gezip Serez’e bağlı Demirhisar (Sidirikastro) kasabasının Palmeş ( Kastanoussa) köyüne vardık.
Bu köy, ata topraklarına yolculuğa Mersin’den kızı Mukadder Eryılmaz’la katılan 83 yaşındaki Muazzez Eryılmaz’ın annesi Hediye’yle babası Demir Osman’ın köyüydü.
Palmeş’e ayak basınca Muazzez Hanım’ın gözlerinde iki damla yaş kelebeklendi; anne babasına yıllarca önce verdiği sözü yerine getirmenin sevinci ve hüznüyle.
Köyde Samsun’dan mübadil olmuş Panayoti Keisidis’le tanıştık.
Palmeş’te 18 yıl muhtarlık yapan 83 yaşındaki Keisidis kim olduğumuzu ve niçin geldiğimizi anlamıştı.
Bizi sitemle karşıladı:
“Babam bu köyün ahalisi 1924’te nereye gitti diye merak ediyordu. Çünkü zamanında Türklerle oturmuşlar, arkadaşlık komşuluk etmişler. Ben de hep merak ettim nereye gittiğinizi. 93 yıldır buraya gelmenizi, yeniden kavuşmamızı bekliyorduk.”
Keisidis, muhtarlık da yaptığı için köyü avcunun içi gibi biliyordu.
Bir ara , “Burası yeni köy. Aradığınız köy burası değil.” dedi Muazzez Hanım’a. “Atalarınız burada değil, yukarıdaki eski köyde yaşadı.” dedi.
Ve ekledi:
“Hadi sizi oraya götüreyim.”
Muazzez Eryılmaz ve kızı Mukadder Eryılmaz’in bu sürpriz teklif karşısında nasıl sevindiklerini bilmem anlatmaya gerek var mı?
Anne kız eski köyü gezerken Keisidis, eski komşularının köyü ilk kez ziyaretlerinin sevinciyle bizi bilgilendirdi.
Sayılı dakikalar çabuk geçti.
Eryılmaz ailesi köyün çeşmesinden su, bağından bahçesinden toprak alarak gözyaşlarıyla ata köylerinden ayrılırken yol arkadaşlarının da gözleri nemlenmişti.
Palmeş’ten sonra Çengel’e (Angristo) uğrayıp geceyi Demirhisar’da (Sidirikastora) geçirdik.
Ertesi gün dönüş günüydü.
Serez’i de gezdikten sonra Kavala’ya uğrayıp biriktirdiğimiz anılarla Türkiye’ye döndük.
İskender Özsoy
Yenigün Gazetesi