• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Duyurular

Sayın Üyelerimiz derneğimize katkılarınızı bekliyoruz.

Aidat ve bağışlarınızı Akbank T.A.Ş Çatalca Şubesi, Şube Kodu:211, Hesap No:79253 nolu hesaba yatırabilirsiniz.


Dosya indirme bölümünden "Dernek üyelik formu"nu doldurup Temsilciliklerimize elden teslim edebilirsiniz


İstanbul Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 0   0
EURO 0   0
       
Özlü Sözler
Hiçbir şey ayağınıza gelmez; en azından iyi olan hiçbirşey. Herşeyi gidip almanız gerekir.
ULU ÇINARLAR

Ulu Çınarlar Mübadil Gemisi, limandan ayrıldı ayrılalı iki gün olmuştu. Deniz ara ara çalkalansa da farkında değildi hiç kimse. Güverte de bir birine sokulmuş şu genç Karı koca Ali ile Pakizeydi. Pakizenin kucağındaki kundaktaki bebe ise Seyitti. Evleri dışında hiç bir yeri bilmeyen bu öksüz yetim kadınla adamın ne birbirlerinden başka ne de Seyitlerinden başka hiç kimsecikleri yoktu. Dünyada ki yegane varlıkları ise Ali'nin kendi elleriyle yaptığı iki göz odalı evleriydi. Her sabah erkenden uyanırlar, Pakize hazır ederken Sini'yi, Ali köylerinin etrafındaki yüce dağlara bakar dururdu. Doyamazdı; Ne memleketinin kokusuna, Ne de Pakizesizin mutfaktan gelen tıkırtısına...Ara ara bakar beyazı boyalı evine, gururlanırdı. Ne çok özendi ah ne çok Evine; Bir oda Pakize'mle benim, öteki oda bebelerimin dedi. Ne çok özendi ah ne çok Bahçesine; Bereketi bol olsun diye dua ile iki de ağaç ekti; Ayva ve Nar.... Bir anda karardı yüzü Ali'nin; Hatırlamayacak Seyit'im...Hiç hatırlamayacak; Memleketini, dağlarını, toprağının kokusunu... Bir büyük boşluk olacak hep yüreğinde dolduramayacak yerini hiç bir şeyle; hatırlamadığı evinin... Daha da Efkarlandı, bir cigara yaktı Ali. Bir nefes aldı, bir nefes daha aldı; belliydi böyle olacağı o günden belliydi dedi içi sızlayarak. O gün; O kara gün ; O kasım günü duyulan, O uğursuz sesle karardı gök kubbe bir anda; - Selanik düştüüüüü! Bir çığlık koptu yüreklerden; Kundakta ki bebelerden, divanda ki ninelerden... Düştü benim nazlı şehrim, 450 yıllık Osmanlı şehri, hiç bir mukavemet göstermeksizin teslim edildi. O gün ağladı Selanik isyan etti, öfkeyle haykırdı; Kolay mı benden vazgeçmek? Ananım, Yarinim..Kolay mı? Söyle Kolay mı? Kanına dokundu, yeni bıyığı çıkmış delikanlıların, kaderde düşmesi varsa Selaniğin bizim kanımız aktıktan sonra teslim olaydı. Yıkansaydı sokakları al kanımızla, anlardı o da vazgeçmenin bu kadar kolay olmadığını. Ama Nafile...Gitti benim Selaniğim... O günleri düşündükçe çok üşüdü Ali; Kökleri üşüdü... Binilen bu gemide ki her insan; bir topraktan sökülmüş, başka bir toprağa ekilmeyi bekleyen Çınarlar gibiydiler. Kökleri üşüyen Çınarlarla dolu bu gemi yırta yırta denizleri geldi; Varacağı Limana... Kırkı dahi çıkmamış ayrılığın acısıyla zor döküldü dudaklardan veda... Selam olsun tüm ulu Çınarlara... Özlem VARDAR



Özlem Vardar
Okunma Sayısı: 1343


18.119.112.255








YAZARIN DİĞER YAZILARI

Başkan'ın Mesajı

Unutmamak bazen mutluluktur, her başka bir umutla aydınlanır gökyüzü...  Evimizin odalarından birinde duvarda asılı duran bir tesbih, aklımda bir fotoğraf karesidir. Ziyaret ettiğimiz akraba, komşu evlerinde böyle eski eşyalar oluşu da... Bir duvar halısı, bir gaz lambası, siyah-beyaz fotoğraflar , bir çeyiz sandığı, ya da kanaviçe işlemeli bir mutfak perdesi... Perdeyi süsleyecek motifleri aşkla seçerken o zamanın genç kızları, bir gün olup oradaki karanfillerin, güllerin çok eskide kalmış, gönderilmek zorunda bırakıldıkları mahallelerinden çiçek kokusu getirebileceğine inanırmıydı? Çok uzaklarda, gençliklerinde kalmış türkülerden neşeli bir ezginin gözlerini buğulandırabileceğini..?     ***  İnsan büyüdükçe okur o eşyaların ruhunu. Masa başında toplanan ev halkının,”bizim memleketin çorbası”,”bizim oraların böreği”diye sevinçle kaşık çalarken tabağa, kalplerinden, beyinlerinden hangi hatıraların geçtiğini biliriz.  Ninelerimizin hala sakladığı çeyiz sandıklarından çıkan anıları... Gürül gürül yanan, alevleri duvarlarda dans eden soba ateşinin sıcağında, hasret dolu kucaklarda dinlerdik Selanik’ten, Nasliç’ten, Doyran’dan çıkıp gelen büyüklerimizin hikayelerini. Masallarımız”göç”tü bizim...     *** O duvarda asılı tesbih taneleri, her biri biryerlere dağılmış mübadiller gibiydiler. O taneleri hem Yunanistan’da, hem de Türkiye toplakları üzerinde buluşturmak için çıktık bu yola. Böreklerimizi, çorbalarımızı, memleket yemeklerimizin tadını kaybetmeyelim istedik. Zira; O yemeklerin tadında hepimizin çocukluğu, çocukluğumuzun kokusu var.  Sınırların arkasında kalan türkülerimizi, danslarımızı, ağıtlarımızı unutmayalım/ unutturmayalım istedik.     *** Hayatı boyunca yaşadığı yerleri, birgün yeniden görmek umudu ile yaşayan iki yaka insanlarını bulmak ve buluşturmak istedik. 2014 yılında, Büyük Mübadele Derneği”adı altında bu amaçlarla çıktığımız yolda; Gözlerini“bir gün yaşadığım yerlere yeniden gideceğim”umuduyla kapatanların mezar yerlerine bir avuç toprağın götürülmesini gördükçe, kültürleri unutturmamak adına yaptığımız çalışmalarla, günden güne çoğalan üyelerimizle, doğru yolda olduğumuza yürekten inanıp, çalışmaya devam ediyoruz. Unutmamak bazen mutluluktur... Saygı ve sevgilerimle.....

Aidat Borcu Sorgulama
Köşe Yazıları
FATMA ARIKAN

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Özlem Vardar

HAKAN ETEKE

HAKAN ETEKE

Özlem Vardar

Özlem Vardar

Sevim Güney

Oktay Güldüren

Hulusi Üstün

Aycan Yılmaz

Filiz Özsoy

İskender Özsoy

Son Ziyaretçi Yorumları
Günlük Gazeteler

 

© Copyright 2020  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top