Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Deniz Gözlü Babam
Bilmem bilir misiniz bizim oraları? Sahilden estimi vardar, Bizim oralar mis gibi kokar. Bahar geldi mi, baharlar açar. Akşam güneşi başka batar, sabahları ise ayrı güzel. Üstelik at arabalarının tıkırtısı bile başka, bizim oralar bambaşka. Selaniğim, Hasretim…
Evimiz, iki katlı cumbalıydı. Denize yakıncacıktı. Az yürüdün mü varırdın kuleye. Çıktın mı çarşıya tazececikti badılcan, oynardı balıklar tezgahında. Kumaşlar alınır elbiseler dikilir sevinirdim. Bayılırdım çarşıya pazara. Aynı mıdır şimdi acaba?
Mahallemizin başında camii vardı. Ezanın sesiyle uyanır, hemen kalkar, yatakları toplardık. Tetem, namaz kılar, ben anneme yardım ederdim. Çiçekleri sular, kapının önünü süpürür, sinileri hazırlardım. Sabahları çok severdim. En çokda bayram sabahlarını. Çünkü Babam gelirdi.
Günler öncesinde başlardım cumbada beklemeye, bilirim gelirdi. Ya arife sabahı, en kötü bayramın ilk sabahı. Gelirdi, mutlaka gelirdi. Kapı aşağıdan iki kere vuruldumu, cama koşmadan aşağı kapıya koşardım. Çünkü bir tek o iki kere vururdu kapıya. Tak tak…
Babam gelmişti. İşte şimdi bayram bayram olurdu
Annem ardımdan neşeyle seslenirdi;
- Düşeceksin ! Deli kızçem! Düşeceksin!
Ben duymazdım yahut duyamazdım. Koşardım, Deniz gözlü babama var gücümle koşardım. Deryaları aşmışta gelmişti. O gelene kadar zaman geçerdi de bir tek o merdivende koştuğum o an geçmezdi. Geçmek bilmezdi.
Sonra bir gün, bir daha çalmaz oldu kapımız iki kez.
Ben de o sevinçle koşmaz oldum ne cumbaya ne de kapıya.
Annemin çiçekleri soldu, bayram sabahı evimizin rumeli türküleri sustu.
Sonra bir gün, iyiden iyiye karardı şehir. Teslim edildi Selaniğim ondan da olmuştum. Mübadele lafları dolanır oldu komşuların dilinde. Kulak asmadım nereye gidecektik bırakıp evimizi. Sonra bir kağıt ulaştı elimize. Az bir kıymetlimizle çektik kapımızı çıktık ve hiç ardımıza bakmadık. Son görüşüm oldu cumbalı evimizi. Son görüşüm oldu belki de babamı…
Bekledik İskele de günlerce;
Vefakar gemilerimizi; Gülcemal, Bahrıcedit, Gelibolu, Bandırma, İnebolu, Rumeli…
Selamladı son kez topraklarımızı gemiler,
Bastı bizi bağrına, Vefakar yorgun gemiler,
Elveda Selanik, Kavala
Elveda Langaza, Vodina
Elveda Rumeli…
Dönüpte bakamadık son kez çocukluğuma,
Bakacak olsam gidemezdim,
İskele sanki dim dik durur babam,
Bakamadım son kez bahir gözlerine,
Edemedim bir veda,
Aştık deryaları bilmem kaç gün,
Vardık geldik Anayurda,
Alıştık n’aparsın Mecbur?
Duyar mısınız şimdi sizde benimle uzaktan kulağıma çalınan şu rumelinin hüzünlü türküsünü?
''Mendilimin yeşili
Ben kaybettim eşimi
Al bu mendil sende dursun
Sil gözünün yaşını
Aman doktor canım gülüm doktor derdime bir çare
Çaresiz dertlere düştüm doktor bana bir çare''
10.05.2021
Özlem VARDAR